10 Kasım 2011 Perşembe




Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.


Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!



Mustafa Kemal Atatürk


20 Ekim 1927












28 Ekim 2011 Cuma

cumhuriyet bayramı neden iptal edildi

Neden Cumhuriyet Bayramı törenleri  iptal edildi, anlamış değilim tamam balo varsa iptal edilsin,şarkı türkü söylenmesin. ama cumhuriyetimize sahip çıkalım ki , bu önemli  günümüzü analım ki , şehitlerimize kast edenlere derslerini daha çok verelim. Depremde ölenlerimiz içinde saygı duruşunda bulunalım. Bir yarım saat bile cumhuriyetimizi anmamıza izin vermediler.

21 Ekim 2011 Cuma







neden daha gençler ölmüşken onlar için ağlamalarımız bitmezken şimdide bu deprem. Bu      
soğukta ,yinebirsürüölüm,kıyım,sefalet. Sokakta yaşamak zorunda kalan onlarca insan,çocuk



             Bir nedeni olmalı, hayat bizden intikam alıyor besbelli.

6 Ekim 2011 Perşembe

TOHUM....(oku sonra yok ben duymadım yok bana demediler deme.....)

" bugün mail kutuma düşmüş bu yazı , bende paylaşmalıyım dedim"


Bunun bedelini çocuklarımız ödeyecek, ama nasıl…
Tarım ve Köy işleri Bakanlığı'nda
115 bin kişi çalışıyor.
70 tane üniversitemiz,
30 tane ziraat fakültemiz,
50 tane tarım araştırma enstitümüz,
10 bin işsiz ziraat mühendisimiz var.
Buna rağmen Türkiye tohumda tamamen dışa bağımlı. Tek kelimeyle tohumun patronu ise İsrail.
İsrailli araştırmacıların, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdiğini Şalom Gazetesi'nin internet sayfasından biraz araştırıp okuyabilirsiniz. İstediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli...
Yani genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğru.
Gelelim başka doğrulara.
Bu tohumların bir ekimlik olduğunu bilmeyen yok.
Yani İsrail'den bir defa tohum almakla kurtulamıyorsunuz.
Bir gram tohumun fiyatı her dönemde bir gram altına denk oldu.
Üstelik İsrail tohumunu toprağa bir ektin mi artık isteseniz de yerli tohuma dönemiyorsunuz.
Genetik tohum o toprağ a da zarar veriyor. Artık hep bu genetik tohumu kullanmak zorundasınız. 50-70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor.
Buna en güzel örnek
Türkiye'nin patates deposu olan Niğde ve Nevşehir bölgelerinde yetiştirilen patateslerde kanserojen maddeye rastlandığı için artık patates ekimine izin verilmemesidir.
Yani İsrail tohumu tek başına satmıyor. Tohum alana hastalığı bedava....
Tohumların içine hastalık yerleştiren İsrail bu sayede zirai ilaç satımını da garanti altına almış oluyor.
Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye'de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor.

Ne korkunç.
Köylü kendi bahçesinde tohum bırakamayacak.
Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak!
Şu anda dünyada İsrail tohumu kullanma yasası çıkartan ilk ülke işgal altındaki Irak'tır.
İkincisi de biz olacağız.
EY VATANDAŞ AKLINI BAŞINA DEVŞİR !!!
SOR SORUŞTUR, BOŞ DURMA...

**fotoğrag googgle görsellerden alınmıştır.

17 Ağustos 2011 Çarşamba

KOCAAA YAZ




Neredeyse bitti koca yaz , biz bu yazı bir kenara işledik. Büyük kız kardeş sevdiceğinle ilk sözü verdiler, nişanlandılar.(Benim eş neden pastanın yanında duruyor acep? Damat kesemedimi nişan pastasını?)

26 Mayıs 2011 Perşembe

AH EDİYORUM

sibel üresin denen o kadın (hakkında hiçbir bilgim yok olmasını da istemiyorum, ayrıca  ismini ve soyismini özellikle küçük hafle yazdım)
umarım hayatını sürekli bir adamın 7 karısından birisi olarak geçirsin , diğer 6 kadınla birlikte mutlu mesut yaşasın(burada ah ediyorum).

Otorite ya kendisi yakında aileden sorumlu bakan da oldumu balla kaymak.

22 Mayıs 2011 Pazar

ANNE OLMAK

Bugün anneliğimin 11. yıl dönümü. İyiki doğdun , iyiki benim kızım oldun. Seni çok seviyorum.
Deniz'im , kırçiçeğim,kuzum.



Bulut mu Olsam

Denizin üstünde ala bulut

yüzünde gümüş gemi

içinde sarı balık

dibinde mavi yosun

kıyıda bir çıplak adam

durmuş düşünür.



Bulut mu olsam,

gemi mi yoksa?

Balık mı olsam,

yosun mu yoksa?..

Ne o, ne o, ne o.

Deniz olunmalı, oğlum,

bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.


Nazım Hikmet

20 Mayıs 2011 Cuma

SERENAD

Ben Zülfü Livaneli'nin Serenad kitabını bitirdim ve kendisine aşağıdaki msj attım .Noktalı bıraktığım yerler kitap hakkında açıklama gibiydi o yüzden sansürledim. Kesinlikle okuyun okutun




Sn. Livaneli


tam şu dakikada gözümdeki iki damla yaşla beraber Max'ın ...........................................................
.............................................................
bana böyle bir hikaye yaşattığınız, dört kadın/insan yüreğine dokunmamı sağladığınız için teşekkür ederim.En büyük AŞK



Sevgilerimle

Ayşegül Doksan

20.05.2011

12 Mayıs 2011 Perşembe

ŞAHSİ KANAAT





üzerine bir tık özgün boyut için

9 Mayıs 2011 Pazartesi

DENİZ'İN ANNELER GÜNÜ SÜRPRİZİ

iyiki doğurmuşum ,  iyi ki Deniz Doksan'ın annesi olmuşum.......

6 Mayıs 2011 Cuma

ŞARKINI SÖYLEDİĞİN ZAMAN

Kızımın doğum günü hediyesi kitaplarından birisi , diğeri İmkansızın Şarkısı onuda buraya not düşeceğim ama önce filmini izlemek istiyorum.

şarkıyı dinlemek isteyenler bir tık aşağıya
http://www.dailymotion.com/video/xb62yu_sen-yarky-soylediyin-zaman-munir-nu_music

Aşk içinde aşk diye özetlerdim ben konuyu. Bir çıpıda bitiriverdim diğer İnci Aral kitapları gibi. (Sadece Yeni Yalan  Zamanlar - üçleme- Yeşil okudum ama sevmedim)

8 Nisan 2011 Cuma

zemberek kuşunun güncesi

" iyi haberler hep alçak sesle verilir"
son zamanlarda okuduğum en kitaplardan biriydi.
Kör kuyular, asılmışların evi, illaki kedi ve cuty shark
İnanılmaz bir hayalgücü ve "hayalgücü bela açabilir, hayal gücünü başkalarına bırak"diyen bir yazar.


imkansızın şarkısı alınıp acil başlanmalı...

28 Şubat 2011 Pazartesi

NUTUK


Bu resim mail kutuma düştüğünde ilk gördüğüm insanların gözlerindeki hayranlıktı. Bende hayranlıkla seyredenlere karşı bir hayranlık uyandırdı.

Ata  Nutuk'u yazarken daha  2000' li yıllarda neler yaşayacağımızıda tespit etmiş, uyarmış tabii anlayana.


"Efendiler, sırası gelmişken ,aziz milletime şunu tavsiye ederim ki; başının üzerine çıkaracağın adamların kanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an bile geri kalma..."
Mustafa Kemal ATATÜRK 
  

24 Şubat 2011 Perşembe

HAYATTAN SINIFTA BÜTÜNLEMEYE KALDIM

Bugün Hayattan sınav oldum  ama başarılı değilim galiba bütünlemeye kaldım. Çook çalışmam lazım çook
Herkese iyi hafta sonları



Hayat cetele tutmak degildir...


Hayat;

Seni kac kisinin aradigi, kiminle ciktigin, cikiyor oldugun veya cikacagin demek de degildir.

Kimi optugun, hangi sporu yaptigin, kimlerin seni sevdigi de degildir.

Hayat, ayakkabilarin, sacin, derinin rengi de degildir.

Nerede yasadigin veya hangi okula gittigin de degildir.

Aslinda hayat; notlar, para, giysiler, girmeyi basardigin ya da basaramadigin okullar da degildir.

Hayat;

Kimi sevdigin ve kimi incittigindir.

Kendin icin neler hissettigindir.

Guven, mutluluk, sefkattir.

Arkadaslarina destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktir.

Hayat;

Kiskancligi yenmek, onemsemeyi ogrenmek ve guven gelistirmektir.

Ne dedigin ve ne demek istedigindir.

Insanlarin sahip olduklarini degil, kendilerini oldugu gibi gormektir.

Her seyden onemlisi hayati, baskalarinin hayatini olumlu yonde etkilemek icin kullanmayi secmektir.

Iste hayat bu secimden ibarettir.

Insanlarin en acizi dost edinemeyen,

ondan daha acizi ise dost kaybedendir.


Charles Eguone

ŞEHR-İ İSTANBUL


Şehr-i İstanbul 'dan geçtik kızımla sömestr tatilinde. Martılara simit atamadık hava çok soğuktu birde Deniz bütün simidini yemişti.  

14 Ocak 2011 Cuma

SEVGİLİM

Sevgilim,

başlar önde, gözler alabildiğine açık,

yanan şehirlerin kızıltısı,

çiğnenen ekinler

ve bitmez tükenmez ayak sesleri :

gidiliyor.

Ve insanlar katlediliyor :

ağaçlardan ve danalardan

daha rahat

daha kolay

daha çok.



Sevgilim,

bu ayak sesleri, bu katliâmda

hürriyetimi, ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu,

fakat açlığın, karanlığın ve çığlıkların içinden

güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan

gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman...


Nazım Hikmet Ran