26 Mart 2010 Cuma

CUMA FIKRASI


Aşağıdaki fıkra bugün benim mail kutuma düştü. Ben öznesine de fiiline de bayıldım.


Ormanın birinde Aslanlar toplanmış.

"yahu" demişler, "hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader ....

Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor;

Fillere saldırsak, fazla büyük...

Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor,

Ee balık yakalayacak halimiz de yok...

N'aapsak? "

Bir tanesi "en iyisi, öküzlere saldıralım" demiş,

"iri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş... Tam dişimize
göre!"

Olur mu? Olur.

Hücum!

Ama evdeki hesap çarşıya uymamış;

Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer...

organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.

Aslanlar aç bilaç.

N'aapsak, n'aapsak?

"tilkiye danışalım" demişler.

Tilki "kolay" demiş,

"beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi
halledeyim..."

Kabul etmişler.

Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş,

"saygıdeğer öküzler" demiş,

"aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar...

Ama; Şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o...

Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü,

Kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın! "

Öküz heyeti düşünmüş taşınmış,

"bana dokunmayan yılan bin yaşasın" Mantığıyla,

verivermişler sarı öküzü...

Aslanlar da afiyetle yemiş.

Bir gün, iki gün ....

Tilki gene gelmiş.

"bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz" demiş

Ve eklemiş:

"ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz,

O burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş,

Canları çekiyor, verin, kurtulun!"

Öküz heyeti düşünmüş,

"otlağın selameti için"

Teslim etmiş benekli öküzü...

Üç gün, dört gün...

Tilki gene gelmiş.

Kuyruğu uzun olanı...

Burnu beyaz olanı...

Tombul olanı...

Tek tek alıp, gitmiş.

Otlak seyrelmiş.

Semirmiş aslanlar...

Günlerden bir gün... Artık tilki gelmemiş!

Gerek kalmamış çünkü.

Doğrudan aslan gelmiş.

"hanginizi istiyorsam,

Canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz,

Adamı hasta etmeyin" demiş.

Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler,

"keşke sarı öküzü vermeseydik"* demiş ama iş işten geçmiş.

25 Mart 2010 Perşembe

TAM ZAMANINDA YAŞAMAK

Yemek de boş içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.
Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.
Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.
Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.
Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.
Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.
Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.
Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.
Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.
Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.
Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.
Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI.....


Can YÜCEL

18 Mart 2010 Perşembe

JOHNNY DEEP VE DENİZ



Hafta sonları Deniz TNT'nin gündüz Nickelodeon kanalındaki bütün teenage dizilerinin müptelası. Cumartesi günleri ben temizlik yaparken Deniz ders çalışma aralarında açıp izliyor akşamüstü saatlerinde dersleri bittiğinde ise devam ediyor. Hatta çok zaman bende onunla birlikte severek izliyorum.(hala teenage yaşlarda olduğumu da tescilledim)Kanal bazen yayın saatlerini ayarlayamıyor sanıyorum. Nickelodeon tak diye TNT oluveriyor. Geçen Cumartesi yine birdenbire TNT oldu ve Çikolata filmi ortasından başlayıverdi.

Deniz henüz bebe iken hafta sonları Ali ile VCD geceleri yapardık, Deniz'i uyuttuktan sonra birlikte güzel filmler izlerdik.bu filmi o zamanlardan seyredip çok beğenmiştim. Ben film başlayınca (ortasından) hadi Deniz dedim birlikte seyredermiyiz ?

Ben ısrarla Juliette Binoche'nın ne kadar güzel bir kadın olduğunu Deniz'e tekrarlarken...........
Anne kadın güzel olabilir ama bence adam çooook yakışıklı deyiverdi.

Bu yazıdan çıkan sonuç kaç yaşında olursa olsun bütün kızlar bu adama bayılıyor.
(Tabi Denize Çikolata Fabrkasındaki Willy Wonka ile Çikolatadaki Roux'un aynı adam olduğunu söylemedim heh he)

2 Mart 2010 Salı

ATIK YAĞLAR SULARIMIZI ÖLDÜRÜYOR



Eren Güler / hurriyet.com.tr 21 Aralık 2009

Türkiye'nin sularının, akarsularının, göllerinin ve denizlerinin kurtarılması sizlerin elinde.

Hem de çok basit bir yöntemle... Hepimiz yemek yapmak ve kızartma yapmak için evmizde çeşit çeşit yağ kullanıyoruz. Ayçiçek yağı, zeytinyağı,mısırözü yağı, margarin vs... Peki bu yağları kullandıktan sonra ne yapıyoruz? Lavaboya döküyoruz değil mi...
TAM BİR KATLİAM
İşte doğa katliamı da tam bu noktada başlıyor. Lavabodan döktüğümüz her bir damla yağ ile Türkiye'nin geleceğini çalıyoruz ve zaten sınırlı olan su kaynaklarımızı katlediyoruz... Hem de ne katliam....Lavabodan döktüğümüz bir litre yağ tam 1 milyon litre suyu mahvediyor. Evet evet, 1 litreye 1 milyon litre... Fritözlerde kirlenen yağlar, kızartma yapıldıktan sonra tavalardan dökülen yağlar denizlerimizde, göllerimizde, akarsularımızda ve içme suyu kaynaklarımızda geri dönülmesi imkansız hasarlar yaratıyor.Bu yağlar suların üzerinde birikerek güneş ışıklarının aşağıya geçmesini önlüyor ve oksijeni keserek sudaki tüm dengeyi bozuyor. Hem sudaki canlı yaşamı bitiyor hem de sular hızla kirlenerek tüm işlevini yitimeye başlıyor. Uzmanların söylediğine göre bu kirlenme böyle devam ederse 30-40 yıl sonra Türkiye büyük bir su sorunu ile karşı karşıya kalacak.Bu atık yağ kabusunun ev tarafı bir yana bir de işyerleri tarafı var. Türkiye'deki binlerce gıda işletmesi, oteller,moteller, kamu kurumları , askeriye, dev yemek şirketleri, fast-food'çular, tatlıcılar... Maalesef bunların çok büyük bir bölümü de yağlarını oluk oluk lavabolardan aşağı döküyor. O yağlar lavabolardan döküldükçe Türkiye'nin geleceği ellerinden gidiyor, her taraf pisleniyor, kararıyor. Ve maalesef belki de çocuklarımızın içecek bir damla su için birbirine gireceği bir geleceğe gidiyoruz...
BU NUMARAYI BUZDOLABINIZIN ÜZERİNE YAPIŞTIRIN: 444 28 45
Mevcut durum bu kadar kötü maalesef. Peki değiştirmek için bişeyler yapabilir miyiz? Evet yapabiliriz. Her bir hane halkı, her bir küçük dükkan, her bir işletme bu gidişatı değiştirebilir. Yağları lavabodan dökmek yerine ufak bidonlarda biriktirebilirsek bütün işi çözebiliriz. Çünkü bu bidonları sizden ücretsiz olarak alacak kurumlar var Türkiye'de. Evinizde 5 litre biriktirin, açın bir telefon, gelip alsınlar. Bu kadar basit. İşyerleri için de ufak bir hatirlatma yapalım. Atık yağını vermek için sözleşme yapmamanın, yağları lavabodan dökmenin aslında büyük bir cezası var. Tam 73 bin lira. Bu ceza şimdiye kadar kesilmemiş ama sorunun ne kadar ciddi olduğunun farkına varan belediyeler yakında cezayı kesmeye başlayacaklar. Bizden uyarması, sürpriz bir ceza ile karşılaşmamak için elinizi çabuk tutun.
Yağ meselesi memleket meselesi